Raşit Yıldırım

Muhasebe standartları ve finansal raporlama standartları

Muhasebe standartları ve finansal raporlama standartları

Muhasebe ve muhasebenin temel ilkeleri

Muhasebe, TDK sözlüğünde, “hesaplaşma, karşılıklı hesap görme” olarak tanımlanıyor.

Günlük dilde muhasebe, “durum değerlendirmesi” olarak kullanılır.

Muhasebe biliminde yapılmış muhtelif tanımlar şöyle özetlenebilir:

Muhasebe;

Bir işletmede veya kurumda para ile ifade edilebilen faaliyet ve işlemleri;

  • Belirlenmiş ilkelere uygun ve sistematik olarak kaydetmek,
  • Sınıflandırmak,
  • Özetlemek,
  • Finansal tablolar halinde raporlamak,
  • Analiz etmek, yorumlamak,
  • Yönetimin karar sürecinde yardımcı olacak finansal bilgileri sağlamak amacıyla geliştirilmiş uygulamaya dönük bilimsel bir sistemdir.

Muhasebe kayıt ve raporlamalarında aşağıdaki ilkelere/kavramlara uyulur. (Kaynak: https://www.ismmmo.org.tr/Mevzuat/I-Muhasebenin-Temel-Kavramlari—4003)

  • Sosyal Sorumluluk
  • Kişilik
  • İşletmenin Sürekliliği
  • Dönemsellik Kavramı
  • Parayla Ölçülme
  • Maliyet Esası
  • Tarafsızlık ve Belgelendirme
  • Tutarlılık
  • Tam Açıklama
  • İhtiyatlılık
  • Önemlilik
  • Özün Önceliği

Muhasebe işlemleri aşağıdaki çevrim şemasına göre yürütülür.

Şemada da görüldüğü gibi, muhasebe çevrimi finansal tabloların hazırlanmasıyla tamamlanmaz.

Finansal tablolar analiz ve yorum amacıyla hazırlanır. Şirket içi tablo okuyucuların analiz ve yorumları finansal tablolarda düzeltme ihtiyacı getirebilir. Dış kullanıcılara sunulmuş ilan edilmiş finansal tablolarda (özel bir durum yoksa) düzeltilme yapılmaz, açıklamalar yapılır. Düzeltme müteakip finansal tablolara ertelenir ve dipnotlarda açıklama yapılır.

Muhasebe standartları ve finansal raporlama standartları

Muhasebe açısından standart kavramı, “muhasebe uygulamalarına ve finansal raporlamalara yön veren kurallar” bütünüdür[i].

Günümüzde geçerli olan muhasebe standartları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Bu tabloda, tercüme açıklamalarından dolayı, standartlar üç ayrı grupta gösterilmiştir. Temelde iki standart seti vardır, diğerleri bu iki setin Türkçe karşılıklarıdır.

IAS-UMS-TMS: International Accounting Standards, Uluslararası Muhasebe Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları

IFRS-UFRS-TFRS: International Financial Reporting Standards, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Türkiye Finansal Raporlama Standartları.

Finansal raporlamanın amacı

Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçevenin 1.2 maddesinde, genel amaçlı finansal raporlamanın amacı; ilgili taraflara, şirketle ilgili kararlar verirken faydalı olacak finansal bilgiyi sağlamak olarak açıklanmıştır.

Faydalı bilgi, kavramsal çerçevenin 2. Bölümünde açıklanmıştır.

Faydalı bilginin üç niteliksel özelliği (md 2.5-2.20):

  • İhtiyaca uygunluk,
  • Önemlilik,
  • Gerçeğe uygun sunum .

Faydalı bilginin destekleyici niteliksel özellikleri (md 2.23-2.37):

  • Karşılaştırılabilirlik,
  • Doğrulanabilirlik,
  • Zamanında sunum,
  • Anlaşılabilirlik.

Finansal raporlamanın amacı; işletme ile ilişkili tarafların genel bilgi ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda işletme yöneticilerinin performansını (temsil gücünü) değerlendirmede ve işletmenin taraf olduğu sözleşmelerde kullanılacak temel parametreleri sunmaktır. Ancak, genel amaçlı finansal raporların ihtiyaçları “genel” anlamda karşılayabileceği, özel amaçlı ihtiyaçları karşılayamayabileceği, özel amaçlar için özel raporlama gerekebileceği bilinmelidir[i].

Finansal raporlama standartlarına neden ihtiyaç var

Standart raporlara neden ihtiyaç duyuldu?

  • Küresel rekabet, Dünya pazarlarında faaliyet göstermek ve gelişim için gerekli olan açılım ve modernizasyonu sağlamak üzere pek çok işletmeyi yeni yatırımcı arayışına sevk etmiştir. Yeni yatırımcıların karar vermeleri için standart raporlara ihtiyaç doğmuştur.
  • Diğer taraftan yatırımcılar da yurtdışında fırsatları çoğaltmak ve riskleri dağıtmak çabasına girmiştir. Yabancı bir ülkede hisse senedi satarak ya da borçlanarak sermaye elde etmek istediğinde, bu işletmeden, söz konusu ülkenin muhasebe standartları ile uyumlu bir finansal tablolar seti sunması isteneir.
  • Şirket devralmaları.
  • Hisse senetlerini, yabancı borsalara kote etmek.
  • ABD’de gelişen, Enron, Worldcom, Xerox gibi muhasebe skandalları raporlama imkanlarının geliştirilmesi gerektiğini göstermiştir.
  • Sermaye piyasalarının küreselleşmesi.
  • Yatırım kararı verirken yabancı finansal tabloların birbiri ile kıyaslanabilir olmaması ve bazı ülkelerdeki muhasebe standartlarının kalitesinin düşük olması gibi problemlere yol açmaktadır. Gerek bu tip problemlerin çözümü gerekse günümüzde yatırımcı işlemlerinin ve işletme faaliyetlerinin uluslararası düzeyde olması, işletmelerin hazırladığı ve yatırımcıların analiz ettiği finansal raporların anlaşılabilirliği ve karşılaştırılabilirliği açısından, bu raporların hazırlandığı muhasebe standartlarının tek tip ve yüksek kalitede olmasını gerektirmektedir.

Sonuç olarak uluslararası bazda karşılaştırılabilir finansal tablolama ihtiyacı ve buradan hareketle uluslararası karşılaştırılabilir muhasebe standartlarının önemi sürekli artmaktadır.

Standartların faydaları[ii]

  • Uluslararası şirketlerde, ayrı ayrı muhasebe standardı olan çeşitli ülkelerde etkinlik gösteren çok uluslu işletmelerin dönem sonu finansal tabloların değerleme ve sunumlarında yeterli ölçüde bir birlik sağlanarak konsolide edilir.
  • Yatırımcılara daha doğru, kapsamlı ve zamanında finansal tablo bilgisi sunulur.
  • Uluslararası piyasalarda finansal karşılaştırmalar daha kolay yapılır.
  • Yabancı sermaye arayışı sağlayabilme imkanları artar.
  • Yatırımcılar daha az risk alır ve daha kolay karar verir.
  • Sermayeye erişilebilirlik artar, sermaye maliyeti düşer.
  • Uluslararası portföy çeşitlendirmesi ile riskler azaltılır.
  • Şirket devirlerinde değerleme ve hesaplamalar kolaylaşır.
  • Hisse senetleri, yabancı borsalara daha kolay kote ettirilir.
  • Firmaların muhasebe personellerinin uluslararası transferleri kolaylaşır.
  • Muhasebe ve raporlama kalite düzeyi ve finansal raporlara güven artar.
  • Finansal veri işlenmesinin maliyeti düşer, sermaye piyasasında fiyatlar daha istikrarlı gelişir.
  • Ülke içinde işletmeler arasında finansal karşılaştırmalar daha kolay yapılır.
  • Ulusal Muhasebe Standartları oluşturmak için yeniden çaba harcanmasına gerek kalmaz.
  • Muhasebe problemleri konusunda global bakış açısı yakalanır.
  • Finansal raporlama kalitesinin artırması ile küçük yatırımcıların profesyonel yatırımcılar ile rekabet gücü artar.
  • Standart tablolar daha kolay denetlenir, denetim maliyetleri düşer.

Dünyada finansal raporlama standartlarının tarihsel gelişimi[iii]

Muhasebe standartlarının belirlenmesine yönelik olarak yapılan en önemli düzenlemelerden birisi 1929 finansal krizine tepki olarak ABD’de çıkartılan 1933 Menkul Kıymetler Yasası ve 1934 Menkul Kıymetler Borsası Yasasıdır. SEC (Securities and Exchange Commission) 1933 yasasını uygulamak amacıyla kurulmuştur. SEC standartlar yerine daha çok denetim ve gözetim rolü üstlenmiştir.

SEC’in kuruluşunu takiben standartlarla ilgili gelişmeler şöyle özetlenebilir:

  • 1939’da AICPA (The American Institute of Certifed Public Accountants) Muhasebe Prensipleri Komitesi ile standart çalışmalarını başlatmıştır.
  • 1959-1973 yılları arasında Muhasebe Prensipleri Kurulu (APB) standart çalışmaları yürütmüştür.
  • Uluslararası Muhasebe Standartlarını oluşturma görevi ise 1973’ten 2001 yılına kadar Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi (IASC) tarafından yürütülmüştür. IASC, 1973 yılında, 9 ülkenin (Avustralya, Kanada, Fransa, Japonya, Meksika, Hollanda, Birleşik Krallık, Birleşik Devletler, Batı Almanya) profesyonel muhasebe örgütleri tarafından kurulmuştur.
  • IASC, 2000 yılında alınan kararla 2001 yılında yeniden yapılanmış ve adı Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) olmuştur IASC muhasebe standardı belirleme görevini 2001 yılında IASB’a devretmiştir.
  • Dünya çapında şirketlerin kullanacağı ortak bir muhasebe sisteminin oluşturulması amacıyla 1973 yılında IASB (International Accounting Standards Board) kurulmuş ve Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS), Uluslararası Finansal raporlama Standartları (UFRS) adı altında uluslararası alanda kabul gören muhasebe standartları oluşturulmuştur.
  • IASB, IASC tarafından yayımlanmış UMS’leri olduğu gibi alıp bu standartlarla ilgili uyum ve güncelleme çalışmalarına başlamıştır. Sonraki tarihlerde yayımlanan yeni standartlar ise, “Uluslararası Finansal Raporlama Standardı (UFRS)’’ adı ile yayımlanmakta, UMS ve UFRS’ler birlikte “Uluslararası Finansal Raporlama Standartları” olarak isimlendirilmektedir

Bu ortak muhasebe uygulamalarının etkin olarak kullanılması amacıyla 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği’nde halka açık şirketlere, kamuya açıkladıkları konsolide mali tablolarını Avrupa Birliğince kabul edilen Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına (UFRS) uygun olarak uygulama zorunluluğu getirilmiştir.

Günümüzde aktif olarak muhasebe ve finansal raporlama standartlarıyla ilgilenen uluslararası kuruluşlar:

Türkiye’de finansal raporlama standartlarının tarihsel gelişimi[iv]

Türkiye’de, 1942 yılında, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneğinin (TMUD) kurulması ile muhasebe ve finansal raporlama standart çalışmaları başlatılmıştır.

1994 yılına kadar çalışmalar TMUD tarafından yürütülmüştür. TURMOB’un inisiyatifiyle 1994 yılından itibaren çalışmalar farklı bir boyuta taşınmıştır.

  • 1994: Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (TMUDESK), TÜRMOB öncülüğünde ve desteğiyle 9 Şubat 1994 tarihinde kurulmuştur.

Uluslararası muhasebe ve denetim standartlarını esas almak ve ülke yapısını ve koşullarını göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri yapmak amacıyla kurulmuş olan TMUDESK, yaptırım gücüne sahip değildi. Bu sebeple, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) tabi işletmeler, kurullar tarafından uygun görülen standartları uygulamaya devam etmişlerdir.

  • 1999: Muhasebe ve finansal raporlamaya ilişkin çok başlı uygulamaya son vermek amacıyla, 18.12.1999 tarih ve 4487 sayılı Kanun ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na eklenen EK-1’inci madde ile Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) kurulmuştur. TMSK 07.03.2002 tarihinde yaptığı ilk toplantısı ile TMUDESK’in görevlerini devralmış ve muhasebe standartlarının belirlenmesinde tek yetkili kuruluş olarak faaliyetlerine başlamıştır. TMSK tarafından UFRS’lerin TFRS, UMS’lerin TMS olarak Türkçe’ye çevrilip yayımlanması kararlaştırılmıştır.
  • 2005: Avrupa Birliği ülkelerinin 2005 yılında New York borsasından yararlanma isteklerinin baskısı ile bu standartları uygulamaya başlamaları Türkiye’yi de standartların uygulanması doğrultusunda etkilemiştir. 2005-2008 yılları arasında, halka açık şirketlerin, Sermaye Piyasası Kurulu’nun “Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: XI, No: 25)”inde yer alan UMS/UFRS’lerin birebir çevirisi niteliğinde olan standartları uygulaması zorunlu tutulmuştur. Bu tebliğ, 09.04.2008 tarihinde yürürlükten kaldırılmış, “Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği (Seri: XI, No: 29)” yayımlanmış ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’nun yayımladığı Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) / Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) uygulanmaya başlanmıştır.
  • 2011 Yılında 6102 sayılı yasa ile yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu, Türk muhasebe düşüncesinin farklı bir boyuta taşınmasının aracı olmuştur. Bu farklı boyut ekonomik küreselleşmedir. Bu yasa, uluslararası muhasebe standartlarının ve denetim standardının uygulanma zorunluğunu getirmiş, diğer bir ifade ile Türk muhasebe düşüncesinin küreselleşmesinin yolunu açmış ve Türk muhasebe dünyasında yeni bir dönemi başlatmıştır.

2011 yılında TMSK, yeni bir yapı ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) adını almıştır. KGK, IASB ile lisans anlaşması yaparak IASB tarafından yayımlanan uluslararası finansal raporlama standartlarının Türkiye’de yayımlanması konusunda tek yetkili otorite olmuştur. Bu bağlamda, TMS/TFRS’ler IASB tarafından yayımlanan UMS/UFRS’lerin birebir Türkçe tercümeleridir.

Doğrudan ve genel olarak muhasebe ve muhasebe standartlarını düzenleme çalışmaları dışında muhtelif kurum ve kuruluşlar da bu alanda çalışmalar yapmışlardır. Çalışma yapan kuruluşlar:

  • Maliye Bakanlığı
  • Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB)
  • BDDK
  • İktisadi Devlet Teşekkülleri Yeniden Düzenleme Komisyonu (İDT YDK)
  • Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
  • Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Muhasebe Standartları Özel Denetim Komitesi
  • Avrupa Birliği (AB) Muhasebe Direktifleri

Finansal raporlama standardı uygulamaları[v]

Standartlar, dünya genelinde 166 ülkede kullanılmaktadır. Uygulamaya geçen 166 ülke, dünya gayri safi yurtiçi hasılasının %98,8’ini temsil etmektedir. Türkiye’de olduğu gibi, farklı seviyelerde uygulamalar görülmektedir.

Türkiye’de Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen ölçütleri aşan işletmeler standartları uygulamaktadır. 2022 yılı için belirlenen ölçütler:

  • Aktif toplamı 75 milyon,
  • Yıllık net satış hasılatı 150 milyon
  • Ortalama çalışan sayısı 250 kişi ve üzerinde olan işletmeler standartları uygulamak zorundadır.

Bu kapsama girmeyen kuruluşlar, özel kanunlarında farklı bir hüküm yoksa, Vergi Usul Kanunu (VUK) düzenlemelerine göre raporlama yapmaktadır.

Standartların muhasebe ve raporlama kalitesine[vi] etkisi [vii]

ABD’de 2008 tarihinde ortaya çıkan ve dünya piyasalarını etkileyen finansal kriz muhasebe ve raporlama kalitesinin önemini öne çıkarmıştır. Muhasebe kayıtları ve finansal tablolar, o gün geçerli olan standartlara uygun şekilde hazırlanmış ve denetçiler tarafından denetimi yapılmasına rağmen işletmelerin ekonomik durumu gerçeği yansıtmadığından krizin önüne geçilememiştir. Benzer problemler yaşanmaması için pek çok çalışma yapılmış, standartlar gözden geçirilmiştir.

Muhasebe ve finansal raporlama kalitesinin nasıl tanımlanacağı konusunda üzerinde uzlaşılmış ortak bir tanım yoktur. Çalışmaların amacına göre, farklı ölçütlere göre değerlendirmeler yapılmaktadır. Üzerinde tartışılan ve farklı çalışmalarda dikkate alınan başlıklar şunlardır:

  • Gerçeğe uygunluk.
  • Şeffaflık.
  • Güvenilirlik.
  • Anlaşılabilirlik.
  • Karşılaştırılabilirlik.
  • Tahakkuk kalitesi.
  • Standartların uygulanmasında istikrar.
  • Tahmin edilebilirlik.
  • İlgililik.
  • Zamanında sunum.
  • İhtiyatlılık.
  • Standartların kalitesi.
  • Siyasi ve yargı sistemi.
  • Finansal raporlama teşvikleri.

Araştırmacılar, muhasebe kalitesi ve finansal raporlama standartları arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Yapılan birçok çalışma sonucuna göre finansal raporlama standartları uygulanmaya başladıktan sonra muhasebe kalitesi artmıştır.

Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin TFRS uygulamalarının da muhasebe kalitesini pozitif yönde etkilediği görülmüştür.

Muhasebe ve finansal raporlama standartları

Uluslararası muhasebe ve finansal raporlama standartları, IASB International Accounting Standards Board tarafından İngilizce ve İspanyolca olarak hazırlanmakta ve yayınlanmaktadır.  Standartlar, Türkiye’de KGK Kamu Gözetimi Kurumu tarafından Türkçe’ye çevrilerek yayınlanmaktadır.

Standartların güncel Türkçe versiyonlarına KGK internet sitesinden ulaşılmaktadır.

KGK’da bulunan standart setleri şunlardır:

Finansal raporlamaya ilişkin kavramsal çerçeve.

Türkiye finansal raporlama standartları.

Türkiye muhasebe standartları.

Türkiye finansal raporlama standartları yorumlar.

Türkiye muhasebe standartları yorumlar.

Bu setlere aşağıdaki link üzerinden ulaşılabilir:

https://www.kgk.gov.tr/DynamicContentDetail/4105/TurkiyeMuhasebeStandartlar%C4%B1

Muhasebe  ve finansal raporlama konularında eğitim veya danışmanlık desteğine ihtiyacınız mı var?

Bize ulaşın…

İlgili makaleler:

Yönetim ilkeleri

Yönetim ilkeleri ve kurumsal yönetim çalışmaları

 

[i] Ateş, S. UA finansal raporlama standartlarına zorunlu uyum, ulusal yapısal faktörler-doktora tezi. Galatasaray Üniversitesi sosyal bilimler Enstitüsü-2018. S: 6-7.

[ii] Erol, M: 60, 73-74. Ateş, S: xli, xlii.

[iii] Erol, M: 42-43, 55, 62. Ateş, S: 17-19.

[iv] Erol, M: 55-57, 55, 62. Ateş, S: 24-25, 28.

[v] Ateş, S: 28, 65.

[vi] Köse, E. Finansal raporlama standartlarının muhasebe kalitesi üzerine etkisi-doktora tezi. Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü. S: 30-35.

[vii] Ateş, S: 47-48.

[i] Erol, M. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi – İİBF-Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi Ocak 2017 (12).s58

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest