Raşit Yıldırım

Çalışanların sorumlulukları

Karar Gazetesi Raşit Yıldırım İletişimsizlik Ortaklık istifa akıl uzmanlık

Çalışanların sorumlulukları

Bu yazı 25.03.2024 günü Karar Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

Üç haftadır, Ramazan’ın öneminden ve hayatımıza yeni bir yön vermek için getirdiği sosyal ve psikolojik fırsat ortamından bahsediyoruz.

Geçen hafta işverenlerimizle ilgili konuları özetlemiştik. Bu hafta da çalışanlarla ilgili konuları ele alacağız.

Çalışmanın önemi

İnsanlığın rehberi olan peygamberler de çalışarak kazandıklarıyla geçimlerini sağlamışlardır.

Çalışmanın önemi sevgili Peygamber’imizin hadislerinde veciz bir şekilde yer almıştır (1).

“Allah, iş ve meslek sahibi mümini sever.”

“Hiçbiriniz, el emeğinden daha hayırlı olan bir yoldan lokma yememiştir; yani, yediğiniz en hayırlı lokma, el emeğinden kazandığınız lokmadır.”

“Herhangi birinizin, ipini sırtına alıp bir demet odun getirerek satması -ve bununla Allah’ın, o kimsenin şerefini korumuş olması- halktan istemesinden daha hayırlıdır.”

Çalışanların sorumlulukları

İşverenlerin sorumlulukları olduğu gibi, çalışanların da sorumlulukları vardır.

Modern iş hukukunda ve fıkıhçılarımızın makalelerinde konu edilen çalışan sorumluluklarını özetleyelim:

  1. Sözleşmede belirlenmiş müddet içinde işyerine olmak ve fiilen çalışmak (1, 2,3): Çalışan belirlenmiş süre içinde işyerinde ve işinin başında olmalı ve iş verildiği müddetçe devamlı çalışmalıdır. İşin başında olduğu halde, kendisine iş verilmezse sorumlu olmaz ve ücrete hak kazanır.

Yapılacak işi olduğu halde, kaytarma, işi yavaşlatma, şahsi işi veya başkasının işi ile meşgul olma gibi davranışlar uygun değildir. Sözleşmenin özüne ve kul hakkına aykırılık oluşturan bu tutum sebebiyle kazanılan ücret haksız kazanç hükmündedir.

Bu çerçevede ibadet özgürlüğüne bağlı olarak işyerinde dini vecibelerini yerine getiren çalışanlara özel bir uyarıda bulunmak istiyorum: Mesai saatleri içindeki ibadetlerinizi mümkün olan en kısa zamanda yerine getirin ve bir an önce işinizin başında olun. Üzülerek ifade etmeliyim ki mesai saatleri içinde olduğu halde, sanki mesai saatinde değilmiş gibi, aheste ve uzata uzata ibadetlerini ifa edenlere tanık oluyorum. Şahsen, böyle yapanların kul hakkını ihlal edeceklerini düşünüyorum.

2.  İşi gereği gibi ve kaliteli yapmak (1,2,3): Çalışan, elinden geldiği, gücü yettiği kadar iyi çalışmalı, işini en iyi bir şekilde yapmaya gayret etmelidir. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (Hud, 112)” buyruğuna uymalı, işini sağlam yapmalıdır.

İyi veya kötü yaptığımızın neticesini göreceğimizi ve her yaptığımızdan sorumlu tutulacağımızı bilmeliyiz. Hz. Peygamber’in, “Biriniz bir iş yapınca, onu en sağlam ve en iyi bir şekilde yapması, Allah’ın sevdiği ve istediği bir davranıştır” hitabına mazhar olmamız için işimize özen göstermeliyiz.

Yaptıkları işi baştan savan, eksik, çürük, kalitesiz yapanlar aslında sadece işvereni değil, diğer iş arkadaşlarını aldatmış olur, “Bizi aldatan bizden değildir” hitabına muhatap olurlar.

Aldatma, kalitesiz iş yapma yalnız işverene değil, diğer çalışanlara, tüm insanlara ve çalışanın kendisine de zarar verir. İnsanlar kalitesiz ürün kullanırlar. Kalitesiz ürünler satışları azaltır. Azalan satışlar şirket gelirlerini düşürür. Kazancı azalan şirketler çalışanlara daha düşük ücret öderler.

Emanet duygusu içinde, gönlünden gelerek, en iyi bir şekilde işini yapanlar ise, “gönül hoşluğu ile vazifesini yerine getiren veznedar, Allah rızası için sadaka verenlerin ecrini alır” hadisindeki müjdeye muhatap olurlar.

3. Zimmetinde bulunan alet, ekipman ve malzemeyi korumak ve itina ile kullanmak (1,2): Çalışana zimmetlenmiş olan alet, ekipman ve malzeme emanettir. Hepimiz emaneti korumakla mükellefiz. Şahsi ihmali, kusuru veya kastı sebebiyle zayi olan eşyadan çalışan mesuldür, tazmin etmekle yükümlüdür.

3. İşyeri huzurunu bozucu davranışlardan uzak durmak: Çalışanlar, işverenin veya diğer çalışanların huzurunu kendi huzuru gibi görmeli, onların huzurunu bozucu davranışlardan sakınmalıdır. Tüm yaşam alanlarında olduğu gibi, işyerinde de her türlü gıybet ve dedikodudan uzak durmalı, iş yerinin iş düzenine ve disiplin kurallarına uymalıdır.

Merhum Mehmet Akif, “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası düşmanın maskarası” dizeleriyle çalışmanın önemine işaret ediyor.

En hayırlı lokma olan emeğimizi kullanırken, helal lokmamıza haram karıştırıcı her türlü davranıştan uzak durmamız dilek ve duasıyla.

Yönetim, denetim ve kurumsallaşma konularında eğitim veya danışmanlık desteğine ihtiyacınız mı var? Bize ulaşın…

(1)Hayrettin Karaman. https://www.hayrettinkaraman.net/kitap/meseleler/0301.htm

(2)Servet Armağan. İslam Hukukunda İşçi – İşveren Arasındaki Münasebetler ve Bazı Düşünceler. Dergi Park. 1982, Sayı: 31, S: 233 – 246.

(3)Diyanet İşleri Başkanlığı 21.09.2018 tarihli vaaz metni. https://isparta.diyanet.gov.tr/Sayfalar/contentdetail.aspx?MenuCategory=Kurumsal&contentid=1134

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest