Raşit Yıldırım

Pendik Lisesi’nde iz bırakan hocalar

pendik lisesi hayal

Pendik Son Dakika Gazetesi

Pendik Lisesi’nde iz bırakan hocalar.

Hepimizin hayatında, dokunuşlarıyla bizi etkileyen, hafızamızda olumlu veya olumsuz iz bırakan kişiler vardır. Önceki yazımda, Pendik Lisesi’nde üzerimde olumsuz iz bırakan biyoloji hocasından bahsetmiştim. Biyoloji Hocasıyla karşılaşmamak için Fen Bölümünden Edebiyat bölümüne geçmiştim. Fen bölümündeki arkadaşlar beni “edebiyat bölümünde Nurettin Hoca var. Çok düşük not verdiğini duyuyoruz. İyi düşün” dedilerse de ben edebiyat bölümüne geçmiştim.

Edebiyatı ve kompozisyonu sevdiren Nurettin Dekelli Hoca

Edebiyat hocamız Nurettin Dekelli aynı zamanda sınıf öğretmenimizdi. Bire bir ilk temasımız beni tahtaya kaldırmasıyla başladı. Bana Yunus Emre’yle ilgili sorular sordu. Benim orta okuldan beri Yunus Emre’ye karşı özel bir ilgim vardı. Özel ilgimin de etkisiyle, Yunus Emre’yi iyi tanıyordum. Hocanın sorduğu tüm soruları cevapladım. Hoca’nın çok hoşuna gitmişti. Bana oldukça yüksek (8 veya 9) bir sözlü notu vermişti. Sınıf arkadaşlarım aldığım nota bayağı şaşırmışlardı.

Kompozisyon derslerinde bir öğrenci ödev olarak yazdığı kompozisyonu okur, Nurettin Hoca’nın seçtiği ve gönüllü bazı öğrenciler de değerlendirme / eleştiri yaparlardı. Hoca öğrencilerin yalnız yazma değil, düşünme ve değerlendirme yetkinliklerini de geliştirmeye çalışıyordu. Kompozisyon dersleri Hoca’nın yönetim tarzıyla birlikte benim kişiliğimle çok uyuşmuştu. Diyebilirim ki Nurettin Hoca’yla tanışmamdan sonra benim en çok sevdiğim ders kompozisyon olmuştu. Merakla ve heyecanla kompozisyon derslerinin gelmesini bekliyordum.

Nurettin Hoca bir süre sonra beni kültür kolu başkanı olarak görevlendirdi. Bu görevdeyken sınıf arkadaşım İskender’le birlikte daha önce çıkmakta olan Duvar Gazetesi’ni yönetiyorduk. İlk gazetecilik deneyimim böyle başlamıştı. Duvar Gazetesi’ne koyduğumuz bir karikatür bugün gibi aklımda: Bir mezar taşı vardı ve üzerinde “Tetiği geç çeken dehşet Bill” yazıyordu. Tetiği geç çeken bir kovboy nasıl dehşet olurdu ki? Koridordan her geçişte bu karikatüre zevkle bakıyordum. Duvar Gazetesi’nin etkisi oldu mu bilmiyorum ama Üniversite’de Gazetecilik Enstitüsü’nü tercih etmiştim. Kader, lisedeki sınıf arkadaşım Enver Tuksal’la yollarımızı burada da birleştirmişti. Şimdi Pendik’te yine beraberiz Enver’le.

Nureddin Hoca bir 23 Nisan’da beni kürsüde konuşmaya çıkartmıştı. İlk kürsü deneyimimi de orada edinmiştim. İkinci kürsü deneyimim de bir 10 Kasım töreninde konuşmak olmuştu. Pendik burnunda ismini hatırlayamadığım bir derneğin salonunda yapmıştım ikinci kürsü konuşmasını.

Yazma merakımın gelişmesinde Nurettin Hoca’nın önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. Tanışmamış olsaydım muhtemelen bu yönüm eksik kalacaktı.

Tarihi sevdiren Nazmiye Togan Hoca

Tarih öğretmenimiz Nazmiye Togan Pendik Lisesi’nde iz bırakan hocalardan ikincisiydi benim için. Nazmiye Hoca’nın kocası Zeki Velidi Togan Rusya’nın Başkırt bölgesinde dünyaya gelmişti. Sonra Türkistan’a geçerek oradaki Türkistan Milli Birliği’nin başına geçmişti. Nazmiye Hoca’ya duyduğum ilginin bir sebebi, belki de kocasının müktesebatı idi. Emin değilim. Ama hocanın kendisi çok mütevazi idi. Merak ettiğim tüm soruları kendisine rahatça sorabiliyordum. Zamanla adeta tarih sohbetleri yapmaya başlamıştım hocayla. Bu sebeple tarih ilgimi ve sevgimi de Nazmiye Hoca’ya borçlu olduğumu düşünüyorum.

İngilizce korkumu yenen ismini hatırlamadığım hoca

Lise üçüncü sınıfa kadar İngilizce’ye hiç ilgi duymadım. Derslerin içinde en az ilgi duyduğum, hatta belki de rahatsız olduğum dersti İngilizce. Ne olduysa oldu, lise üçüncü sınıfta dersimize gelen hoca beni İngilizce kâbusundan kurtardı. Bunu nasıl başardığını şu anda hatırlamıyorum ama hoca sayesinde, İngilizce dersini sevmesem de ilgi duymaya ve öğrenmeye başlamıştım. Öyle ki küçük artık küçük İngilizce hikâye kitapları da okuyordum.

Hepimizin hayatına dokunmuş benzer kişiler vardır şüphesiz.

Baki kalan kubbede hoş bir seda imiş.

Bizler de Nurettin Hoca gibi, Nazmiye Hoca gibi hoş bir seda bırakabilir miyiz acaba?

Hatırlananlardan ve hayır dua ile anılanlardan olmamız dileğiyle.

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest